29 Kasım 2011 Salı
ALEX'İN HEYKELİ DİKİLİYOR
Geçen sezonun sona ermesinin ardından Fenerbahçeli taraftarlar inanılmaz başarılı geçen sezonun ardından,kişiliği ile de örnek sporcu olan Alex de Souza'nın heykelini dikme fikrini ortaya atmışlardı.Bu fikir o dönem alakalı alakasız pek çok kişinin tartışmasına yol açmıştı.Kimi insanlar Alex'in sadece Fenerbahçe'ye hizmet ettiğini ,milli takıma hizmet etmediğini ifade ederek kamusal alana dikilmesine karşı çıkmışlardı.Tanju Çolak ''Altın ayakkabım var,ama heykelim yok'' demişti. Beşiktaşlı ve Trabzonlu yöneticiler de tepki göstermişlerdi.Alex bile şaşkınlığını gizleyemeyerek ''Bu insanlar çıldırmış olmalı'' demişti.
İşte tüm bu tartışmalara rağmen yüzlerce taraftarın desteğiyle tamamlanan heykel Kadıköy Belediyesi'nden de izin alınması sonrasında Lefter Küçükandonyadis'in de anıtının bulunduğu Kadıköy Yoğurtçu Parkı'ndaki alanda 4 Temmuz pazar günü saat 15.00'te yapılacak törenle açılıyor.
Muhtemelen falan futbol oynarken heykeli dikilen ilk futbolcu olma onuruna sahip olacak Alex'in heykelinin açılış törenine yüzlerce taraftarın katılması bekleniyor.
Canal + Derbi Belgeseli Çekiyor
Fransız Canal+ televizyonundan bir ekip, Fenerbahçe'nin Galatasaray ile oynayacağı derbiyle ilgili hazırlanacak bir belgesel için Fenerbahçe antrenmanda çekimler yaptı. Belgesel ekibinin, hem Fenerbahçemizin hem de Galatasaray takımlarının çalışmalarını çekip, oyuncular ve teknik adamlarla röportaj yapacağı ifade edilirken, iki ekip arasındaki ezeli rekabetin tarihine de yer verileceği dile getirildi. Belgeselin sunuculuğunu ünlü protest kişiliğiyle tanınan Manchester United'ın eski efsane forveti Eric Cantona`nın yapacağı bildirildi.
Bkz. http://haber.sol.org.tr/mansetler/hayat-bir-pasla-basladi-haberi-36408
28 Kasım 2011 Pazartesi
Şampiyonlar Ligi Maç Özetleri
Roberto Soldado'nun hat-trick yaptığı maçta Valencia Zayıf Rakibi Genk'e gol yağdırdı.Valencia 7-0 Genk.
Fenerbahçe 96-82 Galatasaray Medical Park
Bu pazar günü ne yapacağım diye düşünürken Fenerbahçenin bayan basketbol takımının Galatasarayla Caferağa'da yapacağı maç geldi aklıma.Hazır boş günümken semtten de uzaklaşmak zorunda kalmayacak olmamın da motivasyonuyla derbiyi ıskalamak istemedim.Caferağa'daki maçlar için Biletixden falan bilet satılmıyor,gidip gişeden 1-2 saat önce bilet almak için kargaşa içine girmek lazımdı.Çünkü tek gişeden bilet satıyorlar,salon küçük ve her Fenerbahçe maçı! gibi ilgi büyüktü.
Kazanmak liderliği getirecekti,üstelik sene başındaki Cumhurbaşkanlığı Kupası maçında aldığımız yenilginin rövanşını almak lazımdı.Tribünler coşkulu tezahüratlarıyla bir an olsun susmadı.Maçtan önce maçlarda ve maçlar dışında sürekli Fenerbahçelileri tahrik edecek hareketler yapıp.sözler söyleyen Işıl Alben'e ve Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra kendisine dopingle suçlandığı dönemde yargısız infaz yapıp amansızca saldırılan camiaya transfer olarak Fenerbahçe tribünlerinin nefretini kazanan Diana Taurasiye büyük tepki vardı.Deplasman yasağına da tepki konmaya devam edildi.''Amigo Yücel'e sahaya inmeyen Cimbomlu olsun'' gibi tezahüratlar yapılıp bunaltılsa da Amigo Yücelin omuzlarını işaret ederek komiserler var nasıl gireyim dercesine yaptığı hareketler eğlenceli anlardı.
Maça Matoviç'in basketleriyle başladık.7-0 lık seri sonrası Galatasaray da sert oyunuyla maça tutunmaya başladı.Hatta bir ara Taurasi bir dirsek darbesiyle güzeller güzeli oyuncumuz Penny Taylor'un kaşında açılmaya sebep oldu.İlk periyot dengeli bir oyun sonucu 21-19 Fenerbahçe üstünlüğüyle sona erdi.
2. periyot Fenerbahçe'de yıldız oyuncu Mccoughtry maça ısındı ve sayılar bulmaya devam etti.Galatasaray da Taurasi ve pota altında Charles ile sayılar attı.İlk yarıyı 40-38 önde kapattık.
3. periyotla birlikte Fenerbahçe Birsel Vardarlı ve Penny'nin devreye girmesiyle farkı açmaya başladı.Galatasaray da Taurasiyle maça tutunmaya çalışsa da 3. periyodu 69-61 önde tamamladı Fenerbahçe.
Son periyotta Birsel mükemmel oynadı.Takımda en büyük özveriyle oynayan oyuncu Birselin oyunuyla fark bir ara 20 sayıya kadar çıktı.Tribünlerin de son periyotta kutlamalara da başladığı maçı Fenerbahçe 96-82 kazanarak Galatasaray Medical Park'ın yenilmezlik ünvanına son verdi.Biz de maçın sonunda oyuncuları çağırıp bu güzel Pazar günü için alkışlayarak salondan ayrıldık.Son olarak Penny Taylor demek istiyorum
Salon: Caferağa
Hakemler: Rüştü Nuran, Semih Vural, Ziya Özorhon
Fenerbahçe: Birsel 16, McCoughtry 24, Taylor 15, Matovic 15, Nevriye 17, Tamane 4, Esmeral 5, Nevlin
Galatasaray Medical Park: Işıl, Prince 13, Taurasi 33, Bahar 3, Charles 22, Şaziye, Melisa 8, Gülşah 3
1. periyot: 21-19
Devre: 40-38
3. periyot: 69-61
5 Faulle Çıkan: 39.49 Taurasi (Galatasaray Medical Park)
26 Kasım 2011 Cumartesi
Gençlerbirliği:0-0 Fenerbahçe
Dün gece yine oldukça etkisiz bir görüntü sergiledi takım.Maç boyunca yavaş oynayan ,az şut atan ,kanat bindirmelerini de iyi yapamayan bir görüntü çizdi Fenerbahçe.İlk yarıda Emrenin mükemmel şutu gol olsaydı yine de 1-0 kazanacaktı muhtemelen çünkü bu kadar kötü hücum grafiğinin dışında takım savunması yine mükemmele yakındı.Bilica hatasız oynadı.Sağ tarafta Özer Hurmacı çok top ezdi yine.Her topu aldığında içeri girmesi zaten sıkışık olan oyunu daha da sıkıştırdı,üstelik Gökhan'ı da savunmada çok yalnız bıraktı.Özer yüzünden Mehmet Sedef hayatının maçını oynadı.Çaprazda bulduğu pozisyonda biraz akıllı olup yerden ters köşeye vursa golü yemişti Fenerbahçe.Bienvenu tek olumlu iş yapmamasına rağmen 90 dakika sahada kaldı. 65.dakikada oyuna Semih girince belki forvet çiftlenir Bienvenu de etkili olur diye düşündüm ama Bienvenuyu sağa çekmeyi seçti Aykut Hoca.Semih hala güçsüz acilen kondüsyonunu yükseltmeli.Caner çok çalıştı yine ama adamın içinden geçmeye çalışmaktan vazgeçmeli artık.Ziegler hücuma hiç çıkmadı.E böylece kanatları iş yapmayan,Bienvenu arkadaşlarına duvar olamayıp,etkili koşular yapamayıp,dripling yapmayınca ,orta sahadaki iki oyuncusu hücum için birşey üretmeyince gol atmak Alex'in kişisel becerisine kalıyor ki dün pek alan bulamadı kendine.Sadece Stoch'a maçın sonunda verdiği harika bir pas vardı ki Stoch nasıl vuracağına karar verebilse yine de maçı kurtaracaktı Fenerbahçe.
Gençlerbirliği ise tam da hafta içinde Yobo'nun analizindeki gibi bir oyun sergiledi.Kendisini tebrik ederim.Ne demişti Yobo
''Toplu ve topsuz savunmayı iyi yapıyorlar. Topun arkasına da iyi geçiyorlar. Yapmamız gereken hatalardır hocamızın da söylediği ve bizden istediği gibi, top bizde değilken birleşip, top bizdeyken daha fazla hareket ve hızlı olmak. Topun şiddetini artırarak oynamamız lazım. Daha fazla hareket etmemiz lazım. İngiltere'de ben aslında aynı mantıkla oynayan bir takımda, Everton'da oynadım. Onlar da çok iyi kapanırlardı. Buldukları iyi pozisyonu değerlendirip rakibe geçit vermeyen tarzda oynardı. Gençlerbirliği de bu mantıkta oynayan bir takım, o yüzden daha fazla hareket etmemiz lazım. Evinde iyi oynayan bir takım. Bizim kilitleri nasıl açtığımız belli. Daha fazla hareket ve yakaladığımız pozisyonları gole çevirirsek galibiyetle döneceğimize inanıyorum.''
İşte Fenerbahçe yukarıda anlattığım gibi oynadığı için Yobo'nun da maçtan önce dediği gibi yeterince hareketli olmadığı için Fenerbahçe rakibini geçemedi.
Gençlerbirliği ise beraberliğe oynadı.Hücumda Hurşut birşey yaparsa gol atarım diye beklediler.Forvette Mustafa Pektemek varken biraz daha kolay oluyordu sonuca gitmek ama açıkçası Herve Tumla olmaz bu işler.Eski gücünde değil sanırım biraz da yaşından dolayı.Yedek kulübesinde Ermin Zec varken neden kullanmadığını merak ettim.Aslında sevindim de.Zec tehlikeli bir oyuncu.
Son olarak Aykut Kocaman'ın deplasmanlarda farklı bir futbol oynatması gerektiğini düşünüyorum.Semih bir an önce formunu bulmazsa daha çok deplasman puanı kaybeder Fenerbahçe.Bir an önce devre arası gelse de bir forvet,bir tane dripling de yapabilen , şut atabilen orta saha oyuncusu alınsa.(Alper Potuk)olabilir sanki.Hafta içi Niangla Lugano'nun dönmek istedikleri konuşuldu.Keşke dönseler,eğer burada olsalardı Niang'ın yaratacağı hücum zenginliği,yırtıcılığı,Lugano'nun duran toplardaki etkinliği Fenerbahçe'nin rakip savunmaların kilidini çok daha rahat aşmasını sağlar.
Geri dön Totaaaaa
25 Kasım 2011 Cuma
UEFA:0,Fenerbahçe:1
Fenerbahçe’nin UEFA aleyhine Uluslararası Spor Mahkemesi’nde (CAS) açtığı 45 milyon Euro’luk tazminat davasında flaş gelişme... CAS’ın savunma istediği UEFA, Başmüfettiş Pierre Cornu’nun kaleme aldığı metinle
kendisini savundu. İstanbul’a gelerek Lutfi Arıboğan ve İlhan Helvacı tarafından ağırlanan, Savcı Mehmet Berk’le görüşen Cornu’nun, “3 Temmuz’dan bu yana gerek medya takip, gerekse yaptığımız görüşmeler bu yönde bir kanaat oluşturmamıza neden oldu. Fenerbahçe yetkilileri hapiste. TFF yetkilileri de Etik Kurulu raporunda aleyhte en sağlam delillerin Fenerbahçe ile ilgili olduğunu, Beşiktaş ve Trabzonspor aleyhindeki delillerin o kadar olmadığını aktardılar. Bunun üzerine raporumu hazırladım” dediği bildirildi. TFF ise pazartesi günü 6 sayfalık bir rapor hazırlayarak, UEFA’ya düzeltme talebinde bulundu. Bu raporda, Savcı Mehmet Berk’in ‘gizlilik’ nedeniyle bilgi
vermediği, ayrıca Cornu’nun talebine rağmen Etik Kurulu raporunun da aynı gerekçeyle kendisine iletilmediği bildirildi.
Fanatik Gazetesinden Hakan Can'ın haberidir
20 Kasım 2011 Pazar
Deplasman Haktır..
Futbol Federasyonu'ndan 17 Kasım Perşembe
günü ''Kulüplerden ortak karar'' başlığıyla yapılan açıklamada, ''Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor kulüplerinin,
2011-2012 sezonunda birbirleriyle yapacakları tüm müsabakalarda, deplasman
takım taraftarları alınmayacak. 4 kulübün de ''misafir seyirci alınmaması''
kararı ile ilgili mutabakat içinde olduğu, Kulüpler Birliği Vakfı tarafından
Türkiye Futbol Federasyonu'na iletildi'' denilmişti.
Dün akşam Fenerbahçeli taraftarlar, Fenerbahçe,
Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor'un kendi aralarında yapacakları maçlara
deplasman seyircisinin gitmemesi kararını, takımlarının Spor Toto Süper Lig'de
Eskişehirspor ile yaptığı maçta protesto ettiler.
Maraton üst tribünün
lise tarafındaki bölümde, Türk Telekom üst tribünün orta bölümünde ve Migros
üst tribünün orta bölümündeki taraftar grupları karşılaşmanın başlamasıyla
tribünlerin arka tarafındaki salona geçtiler.
Bu taraftar gruplarının bulunduğu bölümler
10 dakika süreyle boş kalırken, açılan ''Deplasmanıma
dokunma'' pankartlarıyla, alınan bu karara tepki dile getirildi.
Bir gün önce ''Fenerbahçe Taraftarlar Birliği'' başlıklı açıklamada
''Türk
futbolunu yöneten unsurların ve karar vericilerin futbolun çıkarlarından ziyade
kendi çıkarlarını gözetmesi, sorunları çözme yerine erteleme politikası; Türk
futbolunu ve değerlerimizi sona doğru götürmektedir. En büyük tutkumuzu
elimizden almaya çalışanlara karşı, kamuoyunu bir bütün halinde dik durmaya
davet ediyoruz.''denmişti.
Hatırlarsınız aynı şekilde daha önce de İnönü'deki Beşiktaş-Fenerbahçe maçında aynı karar alınmasına karşın ;iki kulüp taraftarlarının buluşmaları,"Rakibime Dokunma!" sloganı ile dostane görüntü sergilemeleri göz ardı edilmiş,tepkilerin artması üzerine son anda tekrar karar değiştirilerek Fenerbahçe taraftarının maça gelebileceği belirtildi.Her ne kadar stat gişelerinde nedeni anlaşılamayan bir şekilde kilitlenme yaşanmış ve maç başlayana kadar içeri giremeyen Fenerbahçe taraftarı haklı olarak tepki göstermiş,polis de her canı sıkıldığında yaptığı gibi insanlara biber gazı sıkmıştı.Müze kapısını kırarak içeriye giren Fenerbahçe taraftarı ,maçın ilk bölümünü kaçırmış ,yenilen ilk golü bile görememişti..
Yıllardır tribünlerde eski zamanlara nazaran çok az olay çıkmaktadır.Üstelik son dönemde geliştirilen sağduyu ortamıyla çok daha keyifli oluyor.Deplasmanlarda bilen bilir. 30000 rakip taraftarın bulunduğu statlara birlikte gidilen 2000-3000 kişiyle boğazını yırtarcasına takımını desteklemeye çalışmanın heyecanı,bu ortamın oluşturduğu birlikteliğin tadı bambaşka oluyor..Bu hak, bu zevk ise bir takım aman benim canım yanmasın derdindeki yönetici tarafından elimizden alınmaya çalışılıyor .Kesinlikle ortak tepki verilmeli.E peki futbol yöneticileri bunun için neden bu kadar çırpınıyor?
Sebebi basit yeni çıkan ""Sporda Şiddet Yasası'nın kendilerine getirdiği yükümlülükler""
"madde 9 – (1) spor
kulüpleri, yönetim
kurulu üyeleri arasından bir veya birkaç kişiyi taraftardan sorumlu kulüp
temsilcisi olarak belirlemek ve bu kişilerin kimlik ve adres bilgilerini spor
kulübünün bulunduğu yerdeki genel kolluk birimine bildirmekle yükümlüdür. bu
yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde, bu kanun hükümlerine göre
taraftardan sorumlu kulüp temsilcisine terettüp eden yükümlülükler, kulüp
başkan ve yönetim kurulu üyelerinin tamamı tarafından yerine getirilir.
(2) taraftardan sorumlu kulüp temsilcileri, müsabaka güvenliğinin sağlanması konusunda genel kolluk görevlileri ile özel güvenlik görevlilerine yardımcı olmakla yükümlüdür."
(2) taraftardan sorumlu kulüp temsilcileri, müsabaka güvenliğinin sağlanması konusunda genel kolluk görevlileri ile özel güvenlik görevlilerine yardımcı olmakla yükümlüdür."
Yukarıda görülen iki madde
sebebiyle aman birşey olursa yanan biz olmayalım korkusuyla ""Televizyondan
izleyin.Sizinle mi uğraşıcaz?"" biz demektedirler.Ee uğraşacaksın
elbette uğraşmayacaksan ne demeye yönetici oldunuz arkadaş!
Tepkiyi çok beğendim.Birlikte hareket edilmesi gerekmekte.Bugün Çarşı grubu 10-15 Galatasaray taraftarını kendi aralarında misafir edip,tepkilerini bu şekilde göstermeyi hedefliyormuş.Ultraslan da kendi sitesinden kınama yayınladı.Keşke mümkün olsa da bir şekide organize edilip bugünkü maç birlikte izlenebilse
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)