Arena
deplasmanında Fenerbahçe için kazanmak dışında bir seçenek yoktu öyle de oldu..Aksi
sonuçta bu sezonun önceden karar
verilmiş sonu hazır olacaktı. Fenerbahçe çıktı yazılmış senaryoyu kısa metrajlı
çekmek düşüncesinde olanları hayal kırıklığına uğrattı.
Galatasaray'lılar yukarıdaki çalışmayı yapmışlar.Aslan köprüden geçip kupayı Fenerbahçe Stadı'ndan almak için şahlanmış şekilde resmedilmişti.Ama söz konusu çubukluysa böyle afacanlıklar için acele etmemeleri gerektiğini bilmelerini gerektirirdi makus tarihleri..
Maçtan önce çoğunluk Galatasaray’ın
kazanacağını düşünüyordu.Haksız da sayılmazlardı. Öncelikle Galatasaray’ın kadrosu Fenerbahçe’ye göre bariz üstün.Hani
ilk onbiri dengeli kabul etsek ki değil,kulübelere baktığımızda hamle
alternatifi açısından ne denli büyük bir fark olduğu aşikar.Fakat Aykut Kocaman
tü kaka,Fatih Terim İmparatore!..Bunun dışında mevcut form durumları da,’Trabzonspor
maçını saymazsak’ Galatasaray’ı işaret ediyordu.Maç öncesi seremonide de Fenerbahçe'li oyuncuların bir kısmının inançlı görünmediğini fark etmiştim.
17.dakikada Alex buluştuğu topu,Sow'un çapraz koşusuyla yerini kaybettirdiği Semih'in boşalttığı kulvarı farkedip,koşusunu yapan Ziegler'in önüne yuvarladı.Fenerbahçe golü sol bekinin ayağından bulurken,bunda yukarıda belirttiğimiz kanat oynamayı bilmeyen oyunculardan Emre Çolak'ın Ziegler'i takip etmemesinin rolü de büyüktü.(0-1)
Golden sonra Galatasaray ön alanda baskıya devam ederken,Fenerbahçe de göbeği kapatarak, çizgiden oyunu karşıya taşıma denemelerini sürdürdü.Fırat Aydınus gereksiz bir kartla Caner'i oyundan düşürürken,Galatasaray'ın baskı yaptığı bölümlerde,olası bütün Fenerbahçe kontralarını da,Galatasaray savunmasından daha etkili bir biçimde kesiyordu.Ters faul kararlarıyla kaptıkları topu ileri taşımaya çalışan Fenerbahçeli'leri yıldırırken,ön alanda oynayan Galatasaray'lıları da çıkamayan Fenerbahçe'nin üzerine gitmekte cesaretlendiriyordu.
Fırat Aydınus hakemliğinden sıkılmaya başladım.Ne yapıp edip,''denge oyunu kurayım,hatta maçı beraberliğe bağlayayım'' çabası her derbide ön plana çıkıyor.Böylece büyük tepkiler almayacak,kendisine ve MHK'ye bir nevi kalkan sağlayacak bir yönetim anlayışı var.Tek iyi tarafı hatalı penaltı kararı vermiyor kolay kolay..Ama Melo'ya 2.dakikada arkadan yaptığı faulde sarı kart vermemesinin,Caner'e de yalandan kart vermesinin tek sebebi yukarıda anlattıklarım..Kendisinin artık beraberlik sonucunun onun karar verebileceği bir sonuç değil de, kendiliğinden olacaksa olacak bir sonuç olduğunu kavraması gerekiyor!.40.dakikada Sow'a arkadan yapılan ve sakatlanıp çıkmasına neden olan pozisyonda faul bile çalmadığını da belirtelim.İlk yarı 0-1 Fenerbahçe üstünlüğü ile sona erdi.
Galatasaray ikinci yarıya ilk yarıdakinden de daha büyük baskıyla başlarken,Fenerbahçe'de ilk yarıdaki ne yaptığını bilen görüntü kayboluverdi.Neyse ki ilk yarıda kurtardığı müthiş bir topta sakatlanan Volkan Demirel sahadaydı ve direniyordu!.Kendisine milli maçlarda bile organize bir şekilde küfreden taraftarların önünde bu müthiş performansı sergilerken,başka bir itici güce ihtiyacı yoktu elbette ki..
Galatasaray baskısının 60.dakika civarında biteceğini,yorulacaklarını düşünüyordum,yanılmışım..Galatasaray atak üzerine atak yapmayı sürdürürken,Volkan'ı geçmeyi bir türlü başaramıyorlardı.69.dakikada Fırat Aydınus'un uydurduğu frikikte topun başına geçen,Türkiye'nin en iyi orta saha oyuncusu Selçuk, topu Fenerbahçe ağlarına yollarken,yine topa dokunan Volkan,kaleye gitmesini önleyemedi.(1-1)Golden sonra soldan bir ortaya dokunamayan Aydın'ın,hemen sonrasında arka direkte yaptığı vuruşu da Volkan inanılmaz bir refleksle çıkardı.
Galatasaray golü ararken atılan uzun topa düşerken dokunup,Stoch'un önüne bırakan Bienvenu ve Muslera'nın solundan topu ağlara yollayan Stoch,Fenerbahçe'yi tekrar öne geçirdiler.(1-2)Sonradan giren bu iki oyuncu gibi,sakatlanan Alex'in yerine giren Özer de,beraberlik golünden sonra rakip alanda sorumluluk alan oyunculardandı.Mehmet Topuz yine vasattı.
Maç sonundaki sevinç görülmeye değerdi.Özellikle de Cristian Baroni'nin Mehmet Topuz'u kuçu kuçu diye çağırmasına çok güldüm.
Alt bölümdeki fotoğraflar tribunselsevda.tumblr.com dan alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder