31 Temmuz 2013 Çarşamba
R.T.E - Suat Kılıç İkilisi Boş Durmuyor
Bir süredir elektronik bilet uygulaması çalışmalarıyla meşgul eden devlet, Başbakan'ın TT Arena'nın açılışında yuhlanması sonrasında, bir kaç protesto olayı daha olması nedeniyle önlem üstüne önlem almakta.
3 Temmuz sürecinde Çağlayan Adliyesi önünde defalarca Fenerbahçelilere saldıran polis, köprüye yürürken de, 12 Mayıs derbisinde de polisi protesto eden, Fenerbahçe Stadı'nı dolduran 55bin kişiye de, sonrasında Gezi Olaylarını aratmayacak ölçüde saldırmıştı zaten. Duruma Fenerbahçeli olmak ya da olmamak üzerinden bakan ezberciler, durumu umursamamış olanlarda emniyet güçlerini haklı bulmuştu.
Devamında Beşiktaş ve Fenerbahçe tribünlerinden zaman zaman protesto sesleri yükselmeye devam etti. Basın sansürünün yoğun biçimde yaşandığı Reyhanlı Olayları sonrasında Fenerbahçe Tribünü'nden yoğun şekilde, 'Hükümet İstifa' sesleri yükselmişti. Bu sezona da 'Her Yer Taksim Her Yer Direniş' diyerek başladı Fenerbahçe Tribünleri.
Geçtiğimiz sezon Beşiktaş ve Galatasaraylılar da biber gazını tatmak durumunda kaldılar. Tıpkı öğretmenin, işçinin, bilmeden yoldan geçen şanssız bir adamın maruz kaldığı gibi. Bilhassa Beşiktaşlılar, çalışma ofisi Dolmabahçe Sarayı'nda bulunan Erdoğan; maç günü ofise geldikçe polisle sık karşı karşıya gelir oldular. Hatta bir keresinde çarşıda havaya ateş açan bir polis bile oldu kafasına göre. Galatasaraylılar da bir deplasman maçında benzer muameleyi yaşadılar.
Polis baskısının genel olarak artacağı da garantiydi zaten. Hatta Gezi sürecinde sıkça polisi hararetle savunan başbakan, polis gücünü daha da artıracağını açıkça söylemişti.(Üniversitelere de polis dolduracağını sürekli söylüyor zaten.) Daha önce sıkça protesto edildiği tribünlerin gücünü de, gezi parkı olaylarında çok daha net gördü. Ve çılgın önlemlerin tam zamanı gelmiş oldu.
Beşiktaş'ın bu yıl maçlarını Kasımpaşa Recep Tayyip Erdoğan Stadı'nda oynayacak olmasının ardından ilginç muhabbetler dönmüştü. Stadı kullanan Beşiktaş'ın R.T.E' ye tepki olması durumunda kullanım hakkının elinden alınmasını kabullendiği söylendi durdu. Fikret Orman da aralara, stadyumların siyaset yeri olmadığı yönünde açıklamalar sıkıştırıyordu. Bugün gördüğüm haber ise hepten komik. Kombine almak isteyenlere taahhütname imzalatılıyor. Bu taahhütname ise yer alan maddelerden biri şu şekilde: “Toplumsal, siyasi ve ideolojik olaylara sebebiyet verecek şekilde veya bir kişiyi veya grubu veya zümreyi hedef alacak şekilde hakaret etmeyeceğimi, hakaret içeren sloganlar atmayacağımı, aksi halde BJK'nin sezon kartını bedelsiz olarak geri alma ve iptal etme hakkına sahip olduğunu, böyle bir duruma itiraz etmeyeceğimi ve bu nedenle BJK'dan herhangi bir talepte bulunmayacağımı ayrıca böyle bir duruma sebebiyet vermem halinde BJK'nin uğradığı veya uğrayacağı zararlardan sorumlu olduğumu ….”
Bakalım nereye kadar her şeyi baskıyla çözme inatlarını sürdürecekler?..
Suat Kılıç da taraftar gruplarından bazıları ile görüşmüş. Belli yönlendirmelerde bulunan bakan, aynı zamanda statlarda şiddeti sona erdirmek hakkındaki fikirlerini de bu kişilere sormuş. Fenerbahçe'den görüştüğü isim Sefa Kalya ve arkadaşları. Hükümete yakınlıkları herkesçe bilinen birileri yani. Tarz değişmiyor sorun çözmek için yola çıkıp, kendilerini sevenlerle konuşuyorlar yine.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder