UA-36062800-1

16 Nisan 2013 Salı

Zor Dönemeç Dönülüyor!


        3 kulvarda devam eden Fenerbahçe, hafta içi Roma'da Lazio karşısında müthiş yıpratıcı bir maç oynadı. Uefa Kupası'nda yarı finale gelmek kabul edelim ki, geçen sezon başlangıcından sonra hele hele, hiç de beklediğimiz bir iş değildi.

        Takımın Roma'da oynadığı maç kora kor bir mücadeleydi, Herkesin bildiği gibi İtalyan takımları Türk takımlarını fiziksel üstünlükleriyle her daim ezerler. Fenerbahçe bu ekibe pek fazla pozisyon vermedi, oyun olarak ezildiğini de, bilhassa son yarım saat için söylemek mümkün değil. Ancak büyük bir fiziksel yıpranma yaşadıkları muhakkak. Maçtan sonra da Roma'dan döndükten sonra sadece 1 gün dinlenebildiler Taktik çalışma yapıp Eskişehir gibi sert bir rakip karşısına çıktılar.

       Lazio maçından sadece iki oyuncu değiştirildi. Maç öncesi sürekli maç oynamaktan yorgun olmaları normal olan Webo ve Kuyt'ı dinlendirme opsiyonu olsaydı harika olurdu elbette. Ama böyle bir opsiyon yoktu.( Caner cezalı, Emre ve Sow ise sakattı ,Salih'in de sonradan öğrendiğimize göre arka adelesinde sıkıntı vardı.)

      Burada Salih'in sakatlığını dostu Aykut Kocaman'dan öğrendiğini söyleyen Rıdvan Dilmen'den öğreniyor olmamız da saçma sapan bir şey. Fırat Aktav'ın twitter'dan söylediği gibi herkesin, her an bilgiye ulaşmaya alışık olduğu bu dönemde, hele hele de taşmaya hazır bekleyen bir de taraftarın varsa daha bilgilendirici yöntemler belirlemek gerek. Çok da haklı bunları söylemekte. Bunu kulüp kanalında antrenman programlarında, belki resmi sitende notlar olarak belirtebilirsin. Hangi futbolcunun sakatlığı var? Hangi futbolcu Milli takımda bulunuyor? Hangi futbolcu kart cezalısı? Hangi futbolcu yabancı kontenjanı sebebiyle kadro harici kalmış? Hangi futbolcu hafif sakatlığına rağmen kadroya alınmış? 

     Fenerbahçe Eskişehir gibi sert rakip karşısında, yorgun takımıyla topun arkasına geçip, üzerine gelecek olan rakibi pas oyunuyla açmayı deneyebilirdi. Ancak kadroda Gökhan dışında topla dripling yapabilen oyuncusu olmayan Fenerbahçe, öne baskı yapmak konusunda iyi olan Caner'i, Emre'yi Sow'u oynatabilseydi, çok büyük olasılıkla farklı bir oyun düşüncesinde olabilirdi. Ama olanlarla bu olurdu ancak. Bu oldu. Bir de geldiğinden beri kendine gelip, oynayamayan Krasic vardı. O da kulübede son bölümde bir umut özelliklerinden yararlanabilmek umuduyla kulübede yerini almıştı.

      Eskişehir gibi topu kaptırdığında taktik fauller yapan bir takım karşısında, sürpriz koşular yapan bir oyuncu ritimlerini bozabilirdi. Yine de Hürriyet, Alper Potuk, Causic, Veysel gibi oyuncularıyla çok dirençli olan, orta sahaya entegre oynayan Necati'li Eskişehir'i gafil avlamak pek kolay görünmüyordu.

     Maç başlarında orta sahayı alan Eskişehir iyi top yapıp, fırsatlar da yakaladı. Hızlı kenar adamları Erkan Zengin ve Kamara'yla buldukları etkili pozisyonları gole dönüştüremediler. Kale direğini ve Volkan'ı aşamadılar. Bu arada ilk yarıda topu Volkan'ın yatamadığı söylenen sağına vurmaya çalıştıkları izlenimine kapıldım.

      Defansta Servet'in yerine oynayan Akaminko atletizmiyle Webo'yu bir hayli zorladı. Webo genelde mücadele azmi ve gücüyle rakibini alt ediyor. Ancak bu sefer sert kayaya çarpmıştı. Sow da yokken odaklanılan tek hedef olması da, marke edilebilmesini kolaylaştırdı elbette.

     Meireles-Cristian-Mehmet Topal, Eskişehir'in 3 dinamik merkez oyuncusu karşısında oldukça zorlandılar. Bilhassa Alper'in enerjisi, gücü ve topla katetme özelliği karşısında, yorgun Fenerbahçe merkezi neredeyse hiç top yapamadı. Cristian'ın oyun temposunun düşük olduğu bölümde, hasta Mehmet Topal iyi bir duvar oluyor. Meireles de zaman zaman oyunun yönünü muazzam değiştiriyorsa da, pozisyon bulmak hiç de kolay olmuyordu. İlk yarı başladığı gibi golsüz bitti.

     İkinci yarıya iki takım da sayılmayan goller bularak başladı Önce Webo ofsayt pozisyonda golü buldu. Hemen ardından da Eskişehirspor'da Alper Potuk topu koluyla ağlara yolladı. İki pozisyonda da doğru karar veren hakem üçlüsünü, son dönem hakem performansı da düşünülerek tebrik etmeli.


     Devre arasında maç başında da asılan pankartla tribünlere çağrılan Salih Uçan için çok güzel bir şey olsa gerek. Bir süre görmemiş gibi davranan Salih, sonrasında sanırım birlikte ısındığı Semih Şentürk'ün telkiniyle gelip, pankartı açan tribünü selamladı.

     Olası Salih değişikliğinin uğraması gereken ilk adres Cristian, ikinci devreye de onbirde başladı, ama başka türlü başladı Topla kateden, pas alternatifi yaratmaya çalışan Cristian Baroni , top oynayan olsa da katılsam diye bekleyen Meireles'i de oyuna soktu

     Aynı Baroni , Mehmet Topal'ın kafayla indirdiği topta, günün kendisiyle birlikte en kötüsü Mehmet Topuz'la paslaşma sonrası fileleri buldu. Gol sonrası sevinçlerindeki samimiyeti, kendisinden istikrarlı oyun anlamında da bekliyoruz, ancak kabullendiremedik.
Gol Sevinci

     Gol sonrası Eskişehirspor'un baskısı maç başındaki kadar büyük olmadı. Necati'nin sakatlanıp çıktığı oyunda, Alper'in baskısı ve sonradan giren Özgür Çek'in, Nuhiu'nun oyuna ciddi bir etki koyduklarını söyleyemem.

     Son bölümde Krasic ve Semih'i oyuna alıp, Topuz ve Webo'nun kenara geldiği Fenerbahçe'de, Krasic yine fark yaratmadı. Ne kendisi bildiğimiz kadar iyi dikine oyun oynayabiliyor, ne de takımla pas dilleri uyuşuyor. Krasic arkadaşlarının önüne pas atarken, takım arkadaşları onun ayağına atıyorlar paslarını. Oysa iki taraf da bunun tam tersini istiyor, Top almak için istekli oluşu dışında, pozitif bir işaret göremediğim Krasic'in sezon başı kampını harika geçirmesi, takım ve onun birbirine alışmasını hızlandırmak şart gibi görünüyor.


      Son olarak adı Galatasaray'la anılan Alper Potuk'u yine alıcı gözle izledim. Şu ana kadar olan kanaatim, çok yetenekli herşeyi yapabilen, ama son kararı doğru vermekte zorlanan bir oyuncu olduğu şeklinde. Bakalım zaman yanıldığımızı mı gösterecek?
Hayat Seninle Güzel
Joseph Yobo
https://twitter.com/Oguzarpsatknsn

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder